Türkiyede Milyoner Sayısı Artıyor
Hesabında 1.000.000 tl ve ütü olan mevduat sahibi sayısı sürekli artmaya devam ediyor.ağustos sonu itibarıyla 2017’ye göre 53 bin 439 kişi artarak 192 bin 419’a yükseldi.Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden derlenen bilgilere göre
milyonerlerin mevduatlarının 448 milyar 705 milyon lirası yerel para cinsi, 690 milyar 668 milyon lirası döviz tevdiat hesabı, 6 milyar 85 milyon lirası da kıymetli maden depo hesaplarından oluştu.
Yurt dışında yerleşik mudi sayısı 22 bin 589’a yükseldi. Yurt dışındaki milyonerlerin sayısı 2017 sonuna göre 10 bin 578 kişi artarken, hesaplarındaki para miktarı da 133 milyar 612 milyon lira
Döviz Kurundaki artışlar sonrası Milyoner sayısı dahada arttı.
0 views
Almanya Ekonomisi
10 Şubat 2019 Yazan admin
Kategori
Almanya Ekonomisi için yorumlar kapalı
ihracat 2018’de 1 trilyon 317 milyar Euro, ithalat ise 1 trilyon 90 milyar Euro oldu.
En gelişmiş sanayi uluslarından biri olan Almanya, bugün ABD ve Japonya’nın ardından
en büyük ulusal ekonomi konumundadır. 82,3 milyonluk nüfusuyla da Avrupa Birliği’nin (AB) en büyük ve en önemli pazarı durumundadır. 2007 yılında Almanya 2.423 milyar Avro’luk gayri safi milli hasıla (GSMH) rakamına ulaşarak kişi başına düşen milli gelir 29.455 Avro’yu buldu. Ekonomideki bu performans özellikle dış ticaret sayesinde elde edildi. 969 milyar Avro’luk ihracat ( hacmiyle (2007) Almanya, dünyanın mal ihracatında en yüksek rakamlara ulaşarak “dünya ihracat şampiyonu” oldu. Bu rakamlar, Almanya’nın günümüzün ekonomik gerçeği olan küresel ticarete çoğu ülkeden daha yoğun bir şekilde yöneldiğini ve dünya ekonomisiyle daha fazla iç içe geçtiğini gösteriyor. Kazanılan her dört Avro’dan birinden fazlası mal ve hizmet ihracatından geliyor – her beş iş olanağından birinden fazlası da dış ticarete bağlı. Ülkenin en önemli ekonomik merkezleri; (geçmişin ağır sanayi bölgesi olan, daha sonra zamanın koşullarına ayak uydurarak ileri teknoloji ve hizmet sektörü merkezlerine dönüşme başarısı gösteren) Ruhr Bölgesi’nin yanısıra, Münih ve Stuttgart metropolitan bölgeleri (ileri teknoloji, otomotiv), Ren Neckar (kimya), Frankfurt am Main (finans), Köln, Hamburg (liman, Airbus tesisleri, medya), Berlin ve Leipzig’tir.
Son dönemlerde Alman ekonomisi büyük konjonktürel atılımlar yaşadı – 2007 yılında yüzde 2,5 oranında büyüdü. Özel sektör yatırımları yüzde 8,4’lük artışla başı çekti. Ekonomide gerek yurt içi gerekse yurt dışı kaynaklı itici güçlerle birlikte kayıtlı işsiz sayısında da azalma kendini gösterdi. 2007 Kasımında işsiz sayısı 3,4 milyon düzeyindeydi, bu da 1992 Kasımından beri en düşük rakam oldu. Ekonomideki ve istihdamdaki bu iyileşmenin arkasında bir dizi etken yatmaktadır. çerçeve koşulları iyileştirirken şirketler de rekabet güçlerini artırıcı gelişmeler kaydettiler. Bu kapsamda ücretlere bağlı işveren giderleri düşürüldü, iş piyasası esnekleştirildi ve bürokrasi azaltıldı. Ayrıca 2008 yılında kurumlar vergisi reformu yürürlüğe girdi. Bu düzenleme firmaların vergi yükünü belirgin ölçüde daha da azalttı. Öte yandan firmalar kendi satınalma ve maliyet yapılarını optimalleştirdiler, yenilikçi ürünlere yatırım yaptılar ve kendilerini rekabete hazırladılar.
Yabancı yatırımcıların gözünde Almanya dünya çapında en çekici ülkeler arasındadır. Bu saptama, uluslararası saygınlığı olan danışma firmalarının, yabancı firmaların yöneticileri arasında son dönemlerde yapılan anketlerden çıkıyor. Ernst&Young danışmanlık firmasının 2007 yılında Avrupa ekonomik alanına dönük olarak yaptığı bir araştırma var. Buna göre Almanya yabancı firma yöneticilerinin gözünde Avrupa’daki önde gelen ülkeler arasında. Uluslararası bir karşılaştırmada Almanya özellikle araştırma geliştirme, çalışanlarının yüksek vasıflılığı ve lojistik alanlarında iyi bir yere oturuyor. Almanya’nın altyapısı ve hukuki alanda güvenceli ortamı da bu açıdan önemli etkenlerden. 1997-2006 yılları arasında Almanya’da 473 milyar Dolar doğrudan yabancı sermaye yatırımı gerçekleşti; yatırımcı firmalar arasında General Electric veya AMD gibi dev uluslararası holdingler de var. Bu rakamlara göre Almanya en çok doğrudan yabancı sermaye yatırımı alan beşinci ülkedir.
Yatırım kararı alınmasında en büyük artı olarak vasıflı iş gücü ön plana çıkmıştır. Çalışanların yüzde 81’i bir meslek eğitimi sahibiyken bunların yüzde 20’si bir üniversite ya da yüksek okul mezunudur. Bu yüksek oranlara ulaşmada, örgün eğitim ile işletme içi eğitimi birleştiren “ikili sistem” önemli bir rol üstlenmiştir. Bu sistemle toplumun eğitim kalitesinde yüksek ve yurtdışında da takdir edilen bir seviyeye ulaşmak mümkün olmuşturGelecek vaat eden ve yüksek büyüme rakamlarına ulaşan teknolojik sektörlerde de Almanya lider ülkelerden biridir. Bu sektörler arasında biyo teknoloji, nano teknoloji, bilişim teknolojileri ve başka sektörler içindeki yüksek teknolojileri saymak gerekir (biyometri, uzay ve havacılık, elektroteknik, lojistik gibi). Özellikle çevreye duyarlı teknolojilerde (rüzgar enerjisi, fotovoltaik enerji, biyo atıklardan elde edilen enerji) Almanya dünyada ileri konumuyla dikkat çekiyor; rüzgar enerjisi santrallerinin dünyadaki payı ise yüzde 50 düzeyinde. Bilgi ve iletişim teknolojileri otomotiv ve elektrik-elektronik sektörlerinden sonra üçüncü en büyük sektör konumuna gelmiş bulunuyor. Almanya biyo ve gen teknolojisinde ABD’yle birlikte başı çekmektedir, bugün Almanya nano teknolojinin birçok alanında bilgi açısından önde gitmektedir.
gitmektedir. Alman ekonomisinin uluslararası rekabet gücünü, sadece Siemens gibi büyük kuruluşlar değil, bunlardan daha da önemlisi on binlerce küçük ve orta ölçekli işletme (500 çalışana kadar) sağlamaktadır. Özellikle makine sanayisi ve yan sanayide olduğu gibi gelecek vaat eden ve çoklukla firma kümeleşmesi (cluster) denen yapıda (aynı sektörde faaliyetlerde bulunan firmaların ve diğer kuruluşların aynı merkezde yoğunlaşması biçiminde) organize olan nano teknoloji ve biyo teknoloji gibi alanlarda da orta ölçekli işletmeler ön plana çıkmaktadır. Orta ölçekli işletmeler 20 milyondan fazla kişiyi istihdam ederek açık arayla en büyük işveren konumundadır
|
|
0 views